Haftasonu Montreal tam bir Türk Filmleri Şenliği yaşadı.
Özcan Alper’in ‘Rüzgârın Hatıraları’ ile başlayan 8. Montreal Türk Filmleri Şenliği, Türkân Şoray’ın ‘Uzaklarda Arama’sı ve Çağan Irmak’ın, Demet Akbağ ve Yetkin Dikinciler’in başrollerini paylaştığı ‘Nadide Hayat’ filmiyle sürdü.
Gençlerin sevgilisi Hande Doğandemir ve Şükrü Özyıldız’ın birlikte oynadıkları Andaç Haznedaroğlu’nun ‘Her Şey Aşktan’ filmiyle haftasonunu çok iyi değerlendiren Montrealliler, 8. Montreal Türk Filmleri Şenliği’ni Kaan Müjdeci’nin bol ödüllü ‘Sivas’ adlı filmiyle bitirdiler.
Kısa Film dalında Guneh, Kurban, Sonuç, Denizatı, Babaannemin Caz Tutkusu ve Çevirmen gibi filmlerin yarıştığı 8. Montreal Türk Filmleri Şenliği’nde, ayrıca Ahıska Türkleri 70 Yıl Sonra Vatanlarında, Sıradışı İnsanlar, Tekel İşçileri Direnişi ve Daha Güzel Bir Hayat gibi belgesel filmler de yarışma kapsamında gösterildi.
13-15 Mayıs tarihleri arasında yoğun bir festival ortamı yaşayan Montrealliler Nadide Hayat filminden Yetkin Dikinciler, Her Şey Aşktan filminin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu ve Karadayı, Kurt Seyit ve Şura dizilerinden anımsadığımız alımlı oyuncu Aslı Orcan’la tanışıp bol bol fotoğraf çektirdiler.
En İyi Film Ödülü ‘Rüzgârın Hatıraları’na
Bu arada, üç dalda verilen ödüllerden ilki, En İyi Film Ödülü, yönetmenliğini Özcan Alper’in yaptığı, Onur Saylak, Sofya Khandamirova ve Mustafa Uğurlu’nun başrollerini paylaştığı, konusunun İkinci Dünya Savaşı sıralarında geçtiği ‘Rüzgârın Hatıraları’na gitti.
Seçiciler Kurulu’nun filme bu ödülün neden verildiğine ilişkin değerlendirmesi şu biçimde oldu:
“Tarihin kısır döngüsü içinde süregelen sürgünlerin sarsıcı anılarının, belleğin rüzgârında nasıl canlandıklarının güçlü ve şiirsel anlatımı için.”
Rüzgârın Hatıraları filminin yönetmeni Özcan Alper ödülle ilgili duygularını şöyle paylaştı:
“Herkesin evinden yurdundan atıldığı, sürgün ve mülteci haline getirildiği bu dünyada, eğer seyirci halen ‘Rüzgârın Hatıraları’ndaki Aram ile beraber geçmiş yüzyıla bakabiliyorsa, belki daha bir umut vardır. Çünkü hem Türkiye coğrafyasında hem Ortadoğu’da bugün yaşananlar bir yönü ile geçmiş yüzyılla yeterince yüzleşemediğimiz ve insanlık olarak yeterince ders alamadığımız içindir. Sürgünlerin, soykırımların değil, insanlık adına güzel günlerin filmlerini yapmak dileğiyle. Emeği geçen herkese ve bu ödülü layık gören Seçiciler Kurulu’na bir kez daha teşekkür ederiz.”
İkinci ödül Kısa Film dalında oldu. En İyi Kısa Film Ödülü’nü Hakan Sümer’in yazıp yönettiği ‘Sonuç’ adlı film aldı. Filmde bir sınıfa temizlik için giren ve karatahtada görmüş olduğu bir matematik sorusu ile öğrencilik yıllarını anımsayan okul hizmetlisinin travması işleniyor.
Seçiciler Kurulu yapmış olduğu değerlendirmede filme şu nedenlerle ödül verildiğini belirtti:
“Anlatım gücü ve bir öyküyü çok kısa bir zamana sığdırabilme becerisi için.”
Ödüle ilişkin sevincini dile getiren Hakan Sümer şunları söyledi:
“Sonuç, otoritenin terbiye etme araçlarından biri olarak başvurduğu şiddeti ve şiddetin bireydeki tahribatını sorgulayan konuşmasız bir kısa film. Şiddetten kazanım umanların aslında ne kazandığını ya da neleri kaybettiğini bu beş dakikalık filmde, aynı zamanda bir eğitimci olarak öğretmen-öğrenci örneğinde anlatmaya çalıştım.
Bilimin, teknolojinin dörtnala gittiği bu çağda, insanlığın da bir arpa boyundan daha fazla yol alması gerektiğini düşünüyorum. Sinema, bunun için, daha adil ve yaşanılır bir dünya için üzerine düşen görevi yapmalı.”
En İyi Belgesel Filmi Ödülü’nü ise Aralık 2009 – Mart 2010 tarihleri arasında yaşanan ve Tekel’in özelleştirilmesine karşı çıkan işçi direnişinden görüntülerin yer aldığı ‘Tekel İşçileri Direnişi’ adlı film aldı.
Ortak bir yapım olan Tekel İşçileri Direnişi, Çapul TV, NHKM, Arşad Narçın, İrfan Aktan, Onur Metin, Sibel Tekin ve diğer birçok video eylemci, film yapımcısı ve gazetecinin bulunduğu bir topluluk tarafından kayda alınmıştı. Bu 78 günün videogramlarının kurgusu, 5 yıl sonra Artıkişler Kolektifi’nce yapılmış 38 videoluk bir seçkiden oluşuyor.
Seçiciler Kurulu Tekel İşçileri Direnişi filmine ödül gerekçesini ise şöyle belirtti:
“Sosyal adalet uğruna kitlesel mücadele üzerine topluca çekilmiş, yüksek tarihi değer taşıyan görsel malzemenin duyarlı ve etkileyici derlemesi için.”
Artıkişler Kolektifi ödüle ilişkin ortak açıklamasında şunları dile getirdi:
“Direnişin en unutulmaz ve coşkulu anlarından en sakin anlarına, açlık grevinden destek yürüyüşlerine, işçilerle röportajlar, kürsü konuşmaları, halay ve şenliklerden cenazeye, Ankara’nın tüm meydanlarından ‘Ölmek Var Dönmek Yok’ diye haykıran Tekel işçisinin direnişini hatırlayan belgeselimizin ödül almasını mutlulukla karşılıyoruz.”
Nadide Hayat’a Özel Ödül, Günah’a Özel Mansiyon
Dünyaca ünlü sinema otoritelerinin yer aldığı 8. Montreal Türk Filmleri Şenliği Seçici Kurulu bir filme Özel Ödül, bir filme de Özel Mansiyon verdi.
Seçiciler Kurulu Özel Ödülü’ne layık görülen filmlerden biri 50’li yaşlardaki bir kadının yeniden toplum içine dönüş mücadelesini konu alan Çağan Irmak’ın Nadide Hayat filmi olurken, Özel Mansiyon ise bir çocuğun vicdan muhasebesini işleyen Günah adlı kısa film oldu.
Kurul bu filmlere ilişkin değerlendirmelerini şöyle belirledi:
Nadide Hayat: “Filmin genel çekiciliği ve beyaz perdede az görülen bir kadın karakterini yaşama geçirdiği için.”
Günah: “Gelenek, batıl inanç ve ergenliğe geçiş sancılarının gizemli yöntemlerle aktarılmasının yalın ve etkin anlatımı için.”
Gülistan Acet: “Ödülü, kendi doğrusunu arayan cesur çocuklara adıyorum.”
Günah filminin genç yönetmeni Gülistan Acet almış olduğu ödülle ilgili şunları söyledi:
“Öncelikle Seçici Kurul’da bulunan herkese filmi bu ödüle layık gördükleri için çok teşekkür ederim. Günah, büyüklerin eliyle kirletilen ve masumiyetini yitiren çocuk dünyasından bahseder. Ben, kötülüğün çocuklara büyüklerden miras kaldığına inanıyorum; ama dünyayı, bu mirası reddedip kendi doğrusunu bulan çocuklar kurtaracak. Ödülü, kendi doğrusunu arayan cesur çocuklara adıyorum.”
Ömer Özen: “İzleyici Film Şenliği’ne sahip çıkmalı!”
Montreal Türk Filmleri Festivali’ni başından beri ilgiyle izlediklerini belirten ve her yıl Mayıs ayını iple çektiklerini söyleyen Kanadalı sinemasever izleyicilerin ilgisi çok yoğun oldu.
Kapanış konuşmasında Film Şenliğini gerçekleştiren Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarına, gönüllülere, Seçiciler Kurulu üyelerine ve katılan sanatçılara teşekkür eden Başkan Ömer Özen, Festivalin sadık izleyicilerine de ilgileri için ayrıca teşekkür etti. Maddi ve manevi tüm engellemelere karşın Montreal Türk Filmleri Festivali’ni yaşatma azminde olduklarının altını çizen Ömer Özen, ancak bu tür şenliklerin yaşamasının gönüllü katılımcıların ve izleyicilerin ilgileriyle olacağını bildirdi. Özen, Sekiz yıldan beri gönüllülerce büyük fedakârlık gösterilerek ayakta tutulan Montreal Türk Filmleri Şenliği’ne toplumun daha çok sahip çıkmasını istedi.
Bizim Anadolu, 18 Mayıs 2016
İlk yorum yapan siz olun